Serkan Akan

Prostat Kanseri

Prostat Kanseri

Prostat Kanseri

Prostat  kanseri erkeklerde en  sık  görülen  kanserdir. Özellikle orta yaş sonrası erkeklerde sık görüldüğü için, 50 yaş üstü bütün erkeklerin hiçbir şikayeti olmasa bile,  kan örneğinde prostat spesifik antijenine (PSA) bakılması gerekmektedir. Ailesinde prostat kanseri veya meme kanseri görülen hastalarda prostat kanseri riskinin arttığı kanıtlanmıştır. Bu nedenle bu kişiler, 45 yaşına geldiklerinde PSA testi yaptırmalıdır. 

Unutulmamalıdır ki prostat kanseri sinsi bir hastalıktır ve hiçbir şikayet yapmadan ilerleyebilir. Bu hastalığı işeme ve idrar ile ilgili çeşitli şikayetler yapan iyi huylu prostat büyümesi ile karıştırmamak gerekir !

Güncel bilgilere göre PSA testini değerlendirirken 2.5-4 gibi sınırlarla yetinmek tek başına yeterli değildir. 50 yaşındaki bir hasta için PSA’nın 2 olması bile riskli olabilir. Bu sınırlar değerlendirilirken yaş, ailede kanser hikayesi olması, prostat muayenesi, prostat MR’ı, PSA artış hızı gibi çok sayıda parametre incelenir.

Prostat Kanseri

İncelemeler sonrasında prostat kanseri şüphesi olan hastalarda ultrason eşliğinde prostat biyopsisi yapılır. Burada, prostat MR görüntüleri ile ultrasonu bir araya getirmek ve biyopsiyi bu şekilde yapmak çok önemlidir. Bu işlemden önce antibiyotik tedavisi verilir (2021 itibari ile verilmesi gereken antibiyotik önerisi yenilenmiştir) ve kan sulandırıcı ilaçların kesilmesi gerekebilir. Prostat biyopsisi hasta açısından bir miktar ağrılı bir işlemdir. Ancak işlemden önce yapılacak doğru ağrı kesici uygulaması ile ağrı belirgin olarak azaltılacaktır. Daha önce yapılan biyopsilerde kansere rastlanmasa bile, şüphenin devam etmesi durumunda tekrar biyopsi yapmak gerekli olabilir. 

Prostat Kanseri Tedavisi

Prostat Kanseri

Erkeklerde en sık görülen ve en iyi bildiğimiz kanserlerden biri olan prostat kanseri için çok sayıda tedavi alternatifi mevcuttur. 

Aktif izlem: Biyopsi patoloji sonucuna göre saldırganlığı düşük olan ve erken yakalanan prostat kanseri hastalarında tedavi bir müddet ertelenebilir. Bu süreç içerisinde kanserin saldırganlığının artmaması ve geç kalınmış olunmaması için devamlı muayene ve kontroller (PSA, MR, Biyopsi) yapılması gerekmektedir.

Radikal Prostatektomi:1970’lerden beri yaygın olarak yapılmakta olan bir ameliyattır. Prostat kanseri için halen altın standart tedavi olarak kabul edilmektedir. Açık, laparoskopik ve robotik olarak farklı teknikler ile yapılabilmektedir. Komplikasyon oranları, onkolojik (kanser kontrolü) ve fonksiyonel sonuçlar açısından teknikler arasında ciddi farklar bulunmamaktadır.

Radyoterapi: Gelişen yeni nesil radyoterapi cihazları ile birlikte erken evre prostat kanseri tedavisinde radikal prostatektomiye alternatif olduğu belirtilmektedir. Literatür incelendiğinde radyoterapi alan hastaların genelde daha yaşlı, çok sayıda ek hastalığı olan, kan sulandırıcı ilacı kesilemeyen veyahut yan etkileri nedeniyle ameliyat olmaktan çekinen hastalar olduğu görülmektedir.

Hormonoterapi: Prostat kanseri erkeklik hormonu olan testosterondan beslenmektedir. Dolayısı ile bu kanserin tedavisinde testosteronun baskılanması gerekebilir. Cerrahi olarak testislerin alınması veya medikal olarak çeşitli hormon baskılama iğnelerinin devamlı yada aralıklı kullanılması ile gerçekleştirilir. Metastatik (başka organlara yayılmış) hastalığın tedavisinde ve bazı durumlarda erken yakalanmış prostat kanserinde de kullanılabilmektedir.   

Kemoterapi: Tüm bu tedavi alternatiflerine rağmen hastalık ilerler ve hormondan bağımsız hale gelirse; tedavide kemoterapötik ajanlar da kullanılabilmektedir.

1 Yorumlar

Merhabalar En Kısa Sürede Sorunuz Cevaplanacaktır.

Yorum Gönder

Merhabalar En Kısa Sürede Sorunuz Cevaplanacaktır.

Daha yeni Daha eski